16 Haziran 2025
Limanlar artık sadece lojistikte alanında değil, sürülebilirlik alanında da rekabet ediyor. Yunanistan’ın Pire limanında, gelişmiş bir işleme ve geri kazanım tesisi gemilerin atık yağını yakıta dönüştürüyor. GEA’nın yüksek performanslı santrifüjleriyle donatılmış olan tesis, en modern teknolojili, çevreye duyarlı liman faaliyetleri için yeni bir dönüm noktasını belirliyor.
Havaalanlarını ve nakliye limanlarını, sadece insanları ve emtiaları taşımayı kolaylaştıran pasif bir altyapı olarak düşünebilirsiniz. Aslında, bu ulaşım merkezleri, nakliye firmalarından iş çekmek için aktif şekilde rekabet ederler. Gemicilik sektöründe, en başarılı limanlar, kargo devir hızları, çok modlu bağlantı, otomasyon, dijitalleşme konuları ve yakıt ve diğer hizmetlerde rekabetçi fiyatlandırma ile öne çıkmaktadır.
Günümüzde gemicilik şirketleri, limanların gün geçtikçe daha sıkı yasal düzenlemelere uymalarına yardımcı olmak için çevre hizmetleri sunmasını da beklemektedir. Önemli hizmetlerden biri de, gemi atıklarını alan, işleyen ve güvenli bir şekilde bertaraf eden liman kabul tesisleridir (PRF’ler). Deniz kirliliğini azaltmak için alınan önemli bir önlem olarak, PRF’ler sintine suyu ve çamurun illegal şekilde boşaltılmasını önlemede hayati bir rol oynamakta olup, endüstri tarafından “MARPOL” olarak bilinen uluslararası deniz kirliliği yasalarıyla ilgili olarak gemilerin yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlar.
Bu küçük bir konu değildir. Kargo gemileri limana genellikle büyük miktarlarda sintine suyu (yağ, su ve diğer kirleticilerden oluşan bir karışım), çamur (yakıt arıtma işlemlerinden kaynaklanan ağır kalıntılar) ve diğer atık yağlarla gelir. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 2,5 milyon ton yağlı atık üretilmekte olup, Avrupa limanları ise geri dönüştürülmesi zor olan bu sıvının yılda bir milyon metrik tondan fazlasını elleçlemektedir.
2024 yılı itibarıyla Avrupa’nın en büyük konteyner limanları arasında beşinci büyük liman olan Yunanistan’ın Pire limanında, Hellenic Environmental Center (HEC - Yunan Çevre Merkezi) gemi kaynaklı petrol atıklarını arıtma konusunda uzman olan, modern teknolojili bir atık yönetim tesisini işletmektedir. HEC, hidrokarbon geri kazanımı ve atıktan-yakıta dönüştürme prosesi odaklı döngüsel ekonomi yaklaşımıyla yağlı çamur yönetiminde kendini farklılaştırıyor.
2015 yılında başlayan iki aşamalı bir proje kapsamında HEC, GEA’nın Yunanistan’daki resmi temsilcisi ve distribütörü olan PanMarine & Industrial Services Ltd. şirketini hidrokarbonlar ve su arasındaki kopması zor bağları içeren çok aşamalı atık yağ arıtma prosesinde önemli bir adım olan emülsiyonları santrifüjlü arıtma sürecini üstlenmek üzere görevlendirmiştir. Bu proje, ayrıntılı proses tasarımını, tüm ekipmanların tedarikini, kurulum, başlatma ve devreye alma denetimini ve ayrıca satış-sonrası teknik desteği içermekteydi: ilk aşamada 3-fazlı bir GEA dekanteri (2015’te) ve daha sonra 2-fazlı bir GEA dekanteri ve iki adet OSE 80 separatörü (2018’de).
PanMarine’nin sahibi ve müdürü olan Vangelis Doussis, yağlı atık arıtma prosesinde karşılaşılan temel zorluklardan birini anlatıyor. “Gemilerden tesislere aktarılan yükler, sürekli değişen oranlarda su, tuz, yağlar ve katı bileşimler içerir. Dolayısıyla, ortada standart bir ürün yok” diyor. Doussis’in de açıkladığı gibi, ham petrolün hafif fraksiyonlar içermesinden ötürü ortamın kendisi potansiyel patlayıcıdır; örneğin yemek pişirmede kullandığımız benzen veya gaz yapımında kullanılan daha düşük kaynama noktasına sahip daha küçük moleküller ve hidrojen sülfürün varlığı sebebiyle toksiktir. Zorluğa ek olarak, ağır yakıt ile su arasındaki yoğunluk farkının çok küçük olması sebebiyle separasyon işlemi zordur. Doussis, “Bu zorluğu, kendi deneyimimizle GEA’nın engin uzmanlığı ve birinci sınıf dekanterlerini bir araya getirerek aşıyoruz” diyor. “Bu sistemi tasarlayıp çalışmasını sağlayan ekibin bir parçası olmaktan şahsen çok gurur duyuyorum.”
Vangelis Doussis, PanMarine & Industrial Services Ltd. sahibi ve müdürü. GEA’nın Yunanistan’daki resmi temsilcisi ve distribütörü olan PanMarine, The Hellenic Environmental Center (HEC - Yunan Çevre Merkezi) tarafından GEA santrifüjleri ve MARPOL uzmanlığını tedarik etmek üzere görevlendirildi. (Görsel: GEA/PanMarine)
GEA tarafında ise, Petrol & Gaz ve Enerji Bölümü Ürün Satış Müdürü Markus Arndt yer almakta. Arndt, “Bu petrol atığının arıtılması son derece verimli santrifüjler, patlama riskini kontrol etmek için bir nitrojen atmosferi ve viskoziteyi güvenli bir şekilde düşürmek için 100 derecelik sıcaklıklarda iyi bir ön-arıtma gerektiriyor” diyor. “Aynı zamanda, su ve yağın güçlü bağları olduğundan, emülsiyon çözücüler veya polimerlerin kullanılması gerekiyor. Rafinerilerin ve alternatif yakıt müşterilerinin geri kazanılan yağı kullanmalarına imkan tanımak için, yağdaki su içeriği ile ilgili olarak izin verilen maksimum değerlere riayet etmeliyiz.”
Proses, katıların çoğunu ayıran dekanter santrifüjlerle başlıyor. İkinci adımda, hala artık su ve katı ince partiküller içeren yağ fazı bir parlatma separatöründen geçirilir. Yağ-su separatörleri, fazla suyu çıkararak bertaraf maliyetlerini düşürür ve geri kazanılan yağın kalitesini iyileştirerek prosesi daha da iyileştirir.
Arndt, “Değişken bir prosese imkan tanıyan bir makineye sahip olmak çok önemli ve bu, Yunanistan’da PanMarine ile GEA arasındaki ortak girişimde kullanılan dekanterlerimizin en çarpıcı özelliklerinden birisi” diyor. “Bu özel dekanterler, herhangi bir sisteme kolay entegrasyon için tam donanımlı tak-ve-kullan ünitelerdir. Fabrikamızda ön-montajı ve ön-testleri yapılır ve kapasiteleri küçük üretimler için 1000 litre/saat’ten büyük ölçekli arıtmalar için 20.000 litre’saat’e kadar değişmektedir. Bu özel durum, bir MARPOL tesisinin PanMarine ve HEC ile yakın işbirliği içinde komple tasarımını içeriyordu.”
GEA santrifüj teknolojisini bu kadar iyi yapan şey tam olarak nedir? Doussis, GEA avantajını şöyle açıklıyor: “Makine, kapasite açısından önemli bir kapsamı olan, son derece verimli bir separatör dekanterdir.” Arndt sözlerine ekliyor: “Daha sonra, bu dekanterlerdeki tahrik sistemlerinin çok geniş bir kontrol kademesine sahip olması ve bunun sonucunda eşit derecede geniş bir diferansiyel hız aralığı üretmesi gerçeği var; bu da onları oldukça esnek ve bu denli yüksek ürün dalgalanmaları için ideal hale getiriyor.”
Markus Arndt
GEA Petrol & Gaz ve Enerji Departmanı Ürün Satış Müdürü
Çevresel bir perspektiften, yağlı çamur arıtmasının avantajları açıktır: GEA dekanterleri ve kendi kendini temizleyen separatörler, sorunlu yağ karışımlarını mümkün olan en çevre dostu şekilde su, katı maddeler ve yağlara ayırır. “Arıtma, yüksek talep gören ham maddelerin verimli bir şekilde çıkarılmasını sağlar. Bunlar daha sonra doğrudan MARPOL şirketi veya çıktı tarafında yer alan bir rafineri tarafından yüksek kalorifik değere sahip ayrı yağlar olarak gemi faaliyetlerine sunulur; ayrıca, özel bir izinle yağı yakıt olarak satma seçeneği de mevcuttur. Yağın bu şekilde geri dönüştürülmesi, özellikle ağır yakıt olmak üzere kaynakları korur,” diyor Arndt. “Ve su tarafında da bir avantajı var: Ayrılmış sulu faz, çıktı kısmında yer alan bir su arıtma tesisinde, güvenli ve çevreye boşaltılmasına izin verecek şekilde arıtılabilir.”
Bu sistemler, maksimum petrol/yağ geri kazanımını sağlayarak, bertaraf edilen arıtılmamış atık miktarını azaltır ve böylece PRF’leri gemicilik şirketleri için ekonomik açıdan daha uygun hale getirir. HEC’nin fiyatını şirketlerin arıtma olmadan güvenli bertaraf için ödemek zorunda kalacakları fiyatla karşılaştıran Doussis, “Gemi sahibi açısından maliyet bakımından, önemli ölçüde düşük teslimat maliyetleri sayesinde büyük tasarruf potansiyeline sahip,” diyor. Nihayetinde, GEA santrifüj teknolojisinin yüksek verimliliği, masrafları düşürmenin ve okyanus sularını temiz tutmanın anahtarıdır.
Georgia Reppa
HEC’de Araştırma ve Geliştirme Müdürü
“Bir PRF’nin temel misyonu, illegal boşaltmayı önlemek ve MARPOL uyumlu atık bertarafının gemicilik şirketleri için erişilebilir ve ekonomik olarak uygulanabilir olmasını sağlamaktır,” diyor Doussis. “Ücretlerin çok yüksek olması, nakliye operatörlerini, daha zayıf yaptırımlara ve uygunsuz boşaltma politikalarına sahip limanlarda atık boşaltma gibi daha ucuz fakat daha riskli alternatiflere itebilir ve okyanus ekosistemlerini riske atabilir.”
Pire’deki HEC kurulumu, Yunanistan, Almanya, Cebelitarık ve Malta gibi stratejik konumlarda bulunan çevre şirketlerinden oluşan dinamik bir ağın oluşturduğu özel bir grup olan Global Green Ports (Küresel Yeşil Limanlar) serisinin ilkiydi. Grup, çevre koruma altyapısını, MARPOL yasal düzenlemesine tabi olan dünya genelindeki limanlara genişletmeyi hedeflemektedir.
HEC’de Araştırma ve Geliştirme Müdürü olan Georgia Reppa, “AB’nin MARPOL yağlı atığının yaklaşık %20’sini işlemekteyiz” diyor. “Bu, muazzam bir sorumluluk olmasının yanı sıra daha temiz ve daha döngüsel bir denizcilik endüstrisini teşvik etmek için de dikkate değer bir fırsattır. GEA gibi ortaklarla iş birliği yaparak, hem çevrenin hem de ekibimizin sağlığını ve güvenliğini sağlamanın yanı sıra, bu atıkları pazara yeniden sunulabilecek değerli yakıt enerjisi kaynaklarına dönüştürüyoruz.”