Yedi yıllık yoğun bir geliştirme sürecinin sonunda bu yeni teknoloji, iklimlendirme ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda sürdürülebilirlik, maliyet-etkinlik ve güvenilirlik hedeflerinin karşılanmasında müşterilere yeni olanaklar sunmaktadır.

Donmuş bir pizza, Dubai'de kapalı bir kayak pisti ve bütün yaz boyunca hareketli bir hava alanı veya hastanenin ortak noktası nedir? Hepsinin soğuk kalması gerekir. Bu konfor halihazırda elimizin altında olmakla birlikte, bağımlı olduğumuz soğutma ve soğutucu teknolojilerinin sürdürülebilirliğinin ve verimliliğinin arttırılması yönündeki baskı da artmaktadır. 

Her soğutma sisteminin kritik bileşenlerinden biri de soğutucu akışkanıdır. Geçmişte gidilen çözüm hidroflorokarbonlar (HFC) olmakla birlikte dünya çapında artık bundan vazgeçilmekte ve amonyak gibi doğal soğutucu akışkanlarına yönelim söz konusudur - amonyak, nitrojen ve hidrojenin renksiz inorganik bir bileşiğidir ve sıvı ya da gaz halinde mevcuttur. Bu "Doğal Soğutucu Akışlanlarına" (NafRef) geçiş sürerek bir çok üretici ve dolayısı ile müşterileri iklimlendirme, ısı pompaları ve soğutucular bakımından ticari, endüstriyel ve evsel sektörlerde hala HFC'lere bağımlıdır. Benzer şekilde örneğin Avrupa'da yeni Avrupa F-gazı Yönetmeliği altında HFC kotasının azaltılması nedeniyle HFC'lerin maliyeti de artmaya devam etmektedir.